9 Temmuz 2014 Çarşamba

DADAŞLAR DİYARI ERZURUM...

    Nisan ayının sonlarında eşim askerden geldiğinde ufak bir tatil yapmayı planlamıştık. Uzun araştırmalar ve konuşmalar sonucunda yurt dışı ve deniz, kum, güneşe doyabileceğimiz bir tatil yapmaktansa belki de bir daha hiç fırsat bulamayacağımız bir şey yapmaya karar verdik... DOĞU EKSPRESİ. Ankara'dan Kars'a uzanan bir tren yolculuğu Doğu Ekspresi. İlk başta biraz korkutucu gelmiyor değil çünkü Ankara-Kars arası 26 saatcik :) Bizde bu yüzden birer günde olsa Erzincan, Sivas, Erzurumda kaldıktan sonrada Kars ve oradan da yataklı vagonlar Ankara'ya dönmeyi planlamıştık. Ancak daha sonra bu planımızdan vazgeçip sadece Erzurum ve Kars'a gitmeye karar verip biletlerimizi aldık. 

     25 nisan saat 16.05 de Doğu eksperisine binmek için Ankara garında hazır ve nazır beklemeye başladık. Ben treni görğnce önce büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Bilet aldığımız vagon eski vagonlardadı ve priz namına da hiçbir şey yoktu. Hayal kırıklığı ile bindim trene yolculuğumuz yaklaşık 22 saat sürecekti. Otobüsle çekilmeyecek bir yolu trenle nasıl gidicektik, telefonlarımızn şarjları bitince ne yapacaktık gibi kafamda deli sorular vardı. Ama hiç biri olmadı. Öncelikle evet tren çok kalabalık ama koltukları o kadar geniş ve rahat ki dilediğiniz gibi oturup uyuyabiliyorsunuz. Ayrıca yavaş olmasından dolayı vagon aralarında gezip yemekli vagonda yemek, çay kahve hatta alkol bile tüketebiliyorsunuz. Wcleri çok temiz olmayabilir ama mola yerlerinde ki kadar vasatta değil. Geniş pencerelerinden rahat rahat etrafı izleye izleye 23 saat gibi bir sürede Erzurum'a vardık. Yolda da bol bol fotoğraf çektik.









     Ankara'dan Erzurum'a biletlerimizi inanmayacaksınız belki ama 27 tlye aldık. 

     Erzurum' a inince hemen kalacağımız misafirhaneye gidip eşyalarımız bıraktık ve kendimizi Google Maps önderliğinde Erzurum sokaklarına attık :) Eşim memur çocuğu olmasından dolayı ailesinin görevi sırasında Erzurum da dünyaya gelmiş 4 yaşına kadar Erzurum da kalmışlar o yüzden daha bir merakla gezdik. Öncelikle Yakutiye Medresesine ve Lala Paşa Camii'ne gittik. 







     Çifte Minareli Medrese'de çalışma olduğu için kapalıydı gezemedik. Erzurum Kalesini ve kalenin içinde bulunan Saat Kulesini gezdik. 






     Ve daha sonrasında oltu taşı ile ünlü olan Erzurumun Taşhanı ve Üç Kumbetleri...




     Eski bir Erzurum evini de gezdik ancak çok fazla fotoğraf olmasın diye onları koymaktan vazgeçtim (zaten yeterince fazla oldu ). Bu kadar gezip tozduktan sonra da akşam en sonunda merakla beklediğim an gelip çattı ve Erzurum'un Cağ kebabını hakiki yerinde yeme fırsatına nail olduk. Lezzetini anlatmaya gerçekten kelimeler yetmez. Eğer bir gün yolunuz Erzurum'a düşer de cağ kebabı yerseniz tavsiyemdir Koç cağ kebaptan yemeniz. 


   Erzurum da ki ikinci günümüzde Tortum Şelalesine gitmeye karar vermiştik ancak çok gariptir ki Erzurum'dan Şelaleye herhangi bir turistik ve ya normal bir ulaşım aracı yok. Özel arabanızla gitmeniz gerekiyormuş. Önce araba kiralamayı düşündük ama daha sonra bu hakkımızı Kars'da değerlendirmeye karar verip bir gece kaldıktan sonra yine trenle Kars'a geçtik. Erzurum'da aslında daha fazla gezip görülecek yer var (Horasan, Uzundere, Norman peri bacaları gibi) ancak ya aracınız olması lazım yada sabahın çok erken saatlerinde şehirler arası otobüslerden denk gelmeniz lazım. 

      Kars maceramızda beğendiyseniz bir daha ki yazımda sizlerle olur :) 

Kendime Not: Çağ kebabı anlatılmaz yenilir :)














2 yorum:

  1. Ne iyi yapmışsınız, tren yolculuklarını çok severim. Çocukken hep trenle seyahat ederdik, ne kadar da özledim.
    Merhaba :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Dedem devlet demir yollarından emekli benim çocukluğumda trenlerde geçti ama bu kadar uzunu ilk defa oldu. Merhabalar :)

      Sil