21 Ekim 2015 Çarşamba

NELER İZLEDİK/13...


   Hafta sonuna yaklaşırken size güzel bir film önerisinde bulunmak istedim.Vizyona gireli çok olmadı izlemeyenler varsa kesin izlesin derim; MARSLI... 


Matt Damon a karşı çok kararsızımdır. Bazı filmlerine bayıldım, bazılarını ise hiç beğenmedim. Ama bu filmi bence açık ara onu sevmem için yapılmış :) Görev için Marsa giden 6 astronot ve bir fırtına sonucu öldü sanılarak geride bırakılan Mark Watney. Hayatta kalmasının yanı sıra Marsta yaptıkları, kurtulma ve kurtarma çabaları... Ben filmi izlerken her şeyi o an yaşamışım gibi hissettim. Geri kalan ekip arkadaşlarının Mark'ı kurtarma sahnesi favorim tabii ki. Gerçi oldukça fazla favori sahnem var :) Matt Damon ın oyunculuğu ve Mark karakterinin coll tavırları beni benden aldı ayrıca :)  Film bir Yıldızlararası kadar olmayabilir ama kesinlikle bu yıl izlediğim en iyi film.


Film İmdb den 8,3 almış bence az bile :) Uzay filmlerini seviyorsanız veya sevmiyorsanız da izleyin derim.  Kısacası izlemeyen varsa izlesin :)

   Hepinize şimdiden iyi haftasonları diliyorum... Hiç bir yerde tek başınıza kalmak zorunda olmadığınız günler... :) 




19 Ekim 2015 Pazartesi

KİTAPLAR...

   Tatil bitti, soğuklar başladı, kahve-kitap-yağmur üçlemesi hoş geldi sefa geldi  :) Güzel tatil yazılarından sonra uzun zamandır yazmak istediğim kitap alışverişinden bahsetmek istiyorum size. Hem okumalık hem instagrama resim paylaşmalık  :) Biz okuma için tercih ediyoruz o ayrı :) 


ŞEFTALİ KOKAN BİR YAZ... Bir şeftali bahçesinde kesişen 3 genç kızın yaz öyküsü. Jodi Lynn Anderson yazarı. Ben okumaya başladım biraz yaşıma uygun değil gibi ama kitabın kapağı, sayfaların pembe kenar kısımları ve muhteşem şeftali kokusu için alınırdı :) Hem instagrama eklemeye de çok uygun :) www.dr.com.tr da

9 Ekim 2015 Cuma

KİRLİ GÜNLER, MUTLU YÜZLER... FİNAL KAŞ...

   Haftanın son iş günü, tatil anılarımın son günü... En sevdiğim yemeği sona saklamak gibi en sevdiğim şehir sona kaldı şansa. Kapanışımız güzel olucak Kaş'la. Biraz buruk bir veda tatil yazılarıma. 

    Bugün tatilimizin son durağı Kaş var... Fethiye'den sabah erken saatlerde ayrılıyoruz. İlk durağımız Saklıkent Kanyonu. Önce güzel bir kahvaltı yapıyoruz sonrada Saklıkent turumuza başlıyoruz. Yanımıza telf. ve fotoğraf makinesi almadığımız için maalesef resim yok. Ama 45 dakika boyunca güzel bir yürüyüş yaptık. Azgın sulardan ipler yardımıyla geçtik :)



Akıntısı oldukça şiddetli ve soğuktu. Ama kesinlikle görmeye değer ( wikipedia Saklıkent kanyonu ). Giriş ücretini hatırlamıyorum çünkü biz yine kurum dolayısıyla ödeme yapmadık. Tek önerim pantolon giymeyin bir yerde mutlaka ıslanacaksınız ve ayağınızda mutlaka sağlam bir deniz ayakkabısı olsun. Girişten 10tl ye kiralayabiliyorsunuz ama hiç hoş ve rahat değiller... 




    Saklıkent' i gezdikten sonra yolumuza devam ettik ve Xantos antik tiyatrosuna ve Letoon antik kentine gittik. 


Daha önce tatil dönüşümüzde gezmiştik Xantosu oyüzden bu sefer açıkçası pek gezmedik Letoon a doğru devam ettik. Wikipedia Ksantos ( fotoğraf onedio.com ) 


Letoon'a ait sadece bu fotoğraf var maalesef elimde. Gittiğimiz zaman kimsecikler yoktu sadece görevliler vardı. Müze kartla giriş yapabiliyorsunuz Letoon Antik Kentine. Görevliler çok güler yüzlü ve ilgililerdi ayrıca teşekkür etmek lazım. Kentle ilgili bilgi bile verdiler girişte.  Burayıda çok fazla gezemedik.( Wikipedia Letoon ) Oradan tekrar Kaş'a doğru devam dedik ve Patara Plajında mola verdik... 



Plaja giriş antik kentin içinden oluyor. Müze kartla girdik biz yine. arabayla bir 2-3 km devam ediyorsunuz belki daha azda olabilir. Sonra karşınıza uçsuz bucaksız güzelliğiyle bir kumsal ve deli gibi dalgalar karşılıyor sizi. Biz hemen bir şezlong ve şemsiye kiralayıp kendimizi o muhteşem dalgalara bırakıyoruz... :) Yüzmedik desek yeridir o dalgadan öbür dalgaya atladık. Hem çok eğlenceli hemde gerçekten çok güzeldi. Yolunuz düşmesede Patara plajına mutlaka düşmesini sağlayın. Belki iyi birer çocuk olursanız caretta carettaları görebilirsiniz :) :) ( wikipedia Patara Plaj ) ( tripadvisor Patara ) 



( yarıklar açılırken karayolları işçilerinden 4 kiş hayatını kaybetmiş ) 



Veeeee gizli cennet Kaputaş... Bembeyaz taşlar ve kum masmavi deniz. 187 basamakla plaja ulaşıyorsunuz. Ama indiğiniz ve çıktığınız her basamağa değiyor. Suyu muhteşem, ne kalabalık ne de sakin, hafif dalgalı ama rahat yüzülüyor... Yani ne ararsan var biz hayran kaldık Kaputaşa. Mutlaka ama mutlaka gidin ( Wikipedia Kaputaş ) ( tripadvisor Kaputaş ).  Akşam saatlerimizi Kaputaşda değerlendirdikten sonra kamp alanımıza vardık sonunda. Kaş kamping de konakladık. Kaldığımız kamp alanlarının içinde en temizi en güzeli ve en pahallısıydı. ( 3 kişi 65tl çadır fiyatı) Bir kaç ünlüde gördük kampta :) Ayrıntılar www.kaskamping.com da. Akşam saatlerinde gittiğimiz için çadırımızı kurduk duşa alıp hazırlandık ve yemek için Kaş çarşısına indik. Hareketli kıpır kıpır ve rengarenk resmen emeklilik sonrası hayalini kurduğum yaşamak istediğim yer... Akşam yemeği için ve eğlence için çeşitli mekanlar var biz ilk gece normal bir restoranda yemek yedik. Sonrası içinde eğlenmek yerine oturup sohbet edebileceğimiz bir yer seçtik " Hideaway garden bar" çok ama çok beğendim. Kovası meşhurmuş ama biz başka şeyler tercih ettik. (tripadvisor)




İlk gecemiz keyifli bir şekilde sona erdi ve son gün için uykuya daldık... Sabah tatlı bir telaşla limana attık kendimizi neden mi bugün dalış günümüz... :) 







Ayvalıktan sonra daha rahat olmayı beklerken bu dalışım biraz daha zorlu geçti ve kulağım sıkıntı yarattı bana. Yine de güzel geçti. Eşim caretta caretta görme keyfine erişti ama ben maalesef göremedim. Dalış ücreti 100 tl ( sadece dalış ) Dalış saat 3 de bitti limana döndüğümüzde bir şeyler içmek için yeni mekan arayışına girdik ve Ayı'ya gittik :)


Manzara nefis güneşin batışı için uygun bir yer tavsiye ederiz. 

    VE kampta, çadırda, arabada son gecemiz son günümüz bu şekilde bitti. İnanılır gibi değil ama evet tatil bitti :( 

    Yeni tatil anılarında görüşmek dileğiyle... herkese mutlu haftasonları :) 


  Daha önceki Kaş tatil yazım için buraya... 













5 Ekim 2015 Pazartesi

NELER İZLEDİK/12...

   Hafta ortasına gelirken size güzel bir film önerisinde bulunmak istedim. Uzun zamandır tatildi bayramdı derken düzgünce bir film izleyemedik. Son olarakta bayramda yeni vizyona giren Türk filmi Kara Bela'yı izlemeye gittik. 


Cengiz Bozkurt'un başrollerinde olduğu film gerçekten komikti. Çok komikti diyemeyeceğim ama oldukça eğlendik biz filmi izlerken. Burak Aksak'ın yönetmenliği ve eski işlerinden hatırladığımız sahneler bence cuk oturmuş filme. Hasibe Eren'in konuk oyunculuğu da ayrı bir tat katmış bence :) İstanbul'dan Gaziantep'e uzanan ve yolla kesişen hayatların komik hikayesi diye özetleyebilirim filmi. Cengiz Bozkurt'un bir kaç sahnesi özellikle çok iyiydi. Türk sinemasının hala gelişmekte olduğu şu yıllarda bu filme gidilerek destek olunabilir diye düşünüyorum. 

   Biz filmi beğendik umarım gidersiniz ve sizde beğenirsiniz. Şimdiden iyi seyirler...